Yunan Adaları Kabin Kiralama Turları
Yazı İçeriği
Mavi tur severler için özel gulet kiralama dışında, kabin kiralama seçeneği de son yıllarda oldukça popüler hale geldi. Bu doğrultuda, her sezon misafirlerimize sunduğumuz mavi tur rotalarına Yunan adalarını da dâhil ederek yeni turlar başlattık.
Yunan adaları kabin kiralama turlarımıza katılan misafirlerimiz, yalnızca Schengen vizelerini alarak rahatlıkla bu turlara katılabilirler. Yunan ada vergileri, yemekler ve liman masrafları gibi detaylarla uğraşmadan, tatilin keyfini çıkarabilirler.
Teknemiz, havalimanı transferleri ve liman formalitelerinin tamamlanabilmesi için turun ilk ve son gecesinde limanda konaklamaktadır. Bodrum, Marmaris, Fethiye ve Rodos çıkışlı haftalık Yunan Adaları turlarında, bu limanlardaki ilk ve son gece konaklama avantajını değerlendirerek şehirde keyifli zaman geçirebilirsiniz. Tekneden indikten sonra bu hareketli şehirlerin gece hayatını keşfedebilir, tarihi yerleri gezebilir veya yerel lezzetleri deneyimleyebilirsiniz.
Yunan adaları, meşhur tavernaları, her köşe başında karşılaşacağınız küçük kilise ve şapelleriyle sizi etkilemeye hazır. Rakının Yunan versiyonu uzoyu, eşsiz mezeleri ve Türk mutfağıyla benzerlik gösteren Yunan lezzetlerini deneyimleyerek unutulmaz bir gastronomi yolculuğuna çıkabilirsiniz.
Kos Adası
Bodrum’a yalnızca 8 deniz mili mesafede bulunan Kos Adası, Türkçe adıyla İstanköy, Yunan Adaları arasında Türkiye’ye en yakın yerlerden biridir. 2015 yılı itibarıyla yaklaşık 50.000 kişilik bir nüfusa sahip olan Kos, her yıl ortalama 500.000 turisti ağırlamaktadır. Tıbbın babası olarak bilinen ve tüm doktorların piri sayılan Hipokrat’ın doğum yeri olan bu ada, aynı zamanda Antik Dünya’nın en önemli sağlık merkezlerinden biri olarak kabul edilen Asklepion’a ev sahipliği yapmaktadır.
Kos Kalesi’nin hemen önündeki limana birkaç adım mesafede bulunan ve Hipokrat Ağacı olarak bilinen ağaç, adanın en dikkat çekici simgelerindendir. Tarih boyunca, Yunanistan ve Akdeniz çevresinde sağlık sorunları yaşayan birçok kişi Kos Adası’nda şifa bulmaya gelmiştir. On İki Ada’nın büyüklük açısından ikinci sırasında yer alan İstanköy, bereketli toprakları ve özellikle domatesleriyle ünlüdür. Ayrıca, yumuşak bir Akdeniz iklimine sahiptir.
Kos, Mykonos ve Rodos’un ardından, özellikle İskandinav turistlerin yoğun ilgisi sayesinde, Yunan Adaları arasında en hareketli gece hayatına sahip destinasyonlardan biridir. Adanın merkezi, Kos Kalesi’nin karşısında bulunan ve “Barlar Sokağı” olarak bilinen Nafklirou, canlı ve enerjik atmosferiyle ön plana çıkmaktadır.
Bodrum ve Turgutreis’ten düzenlenen günübirlik turlar ile Kos’a feribotla kolayca ulaşılabilmektedir. Ayrıca, Kos’tan da Türkiye’ye karşılıklı feribot seferleri düzenlenmektedir. Kos limanına vardığınızda, ücretsiz dağıtılan şehir haritaları sayesinde adayı kolaylıkla yürüyerek keşfedebilirsiniz. Bunun yanı sıra, liman önünden hareket eden ve farklı renklerle belirlenen rotalarda şehir turu düzenleyen mini trenler de ziyaretçilere hizmet vermektedir. Kuzey ve Güney Yunan Adaları’nı kapsayan Bodrum çıkışlı turlarda genellikle ilk durak olarak Kos Adası tercih edilmektedir.
Rodos Adası
Rodos, Türkiye’ye en yakın 12 Adalar Grubu’nun en büyüğü olup, tarihi, kültürel mirası ve doğal güzellikleriyle dikkat çeken bir destinasyondur. Avrupa’nın en iyi korunmuş ve en büyük Ortaçağ şehirlerinden birine ev sahipliği yapan Rodos, 300’ün üzerinde güneşli günü, hareketli gece hayatı ve farklı konaklama seçenekleri sayesinde özellikle Kuzey Avrupa ve İngiltere’den gelen turistler arasında oldukça popülerdir.
Adanın 12 metre kalınlığındaki surlarla çevrili Ortaçağ Kenti, St. John Şövalyeleri döneminden kalmadır. Kale içinde yer alan dar, taş döşeli sokaklar arasında yapılan bir tur, ziyaretçilere adeta Ortaçağ atmosferini yeniden yaşatmaktadır. Rodos, 1522 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından fethedilerek Osmanlı İmparatorluğu’nun hâkimiyetine girmiştir.
Osmanlı döneminde yaklaşık 400 yıl yönetim altında kalan ada, 1912 yılında Trablusgarp Savaşı sırasında İtalya tarafından işgal edilmiştir. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından 1947 yılında imzalanan Paris Barış Antlaşması ile Rodos, diğer Ege adalarıyla birlikte Yunanistan’a katılmıştır. Bu tarihi süreç, Rodos’un mimarisinde ve kültüründe Osmanlı, İtalyan ve şövalyeler dönemine ait izleri bir arada sunmaktadır.
1400 kilometrekarelik yüzölçümüne ve toplamda 220 kilometrelik sahil uzunluğuna sahip olan Rodos’un en yüksek noktası, 1215 metreye ulaşan Attaviros Tepesi’dir. Adanın en büyük limanı olan Rodos şehri, büyük yolcu gemilerinin yanaşabildiği bir merkezdir. Bunun dışında güneydoğu kıyısındaki Lindos ve Kamiros, Rodos’un turistler tarafından sıkça ziyaret edilen diğer bölgelerindendir.
Mükemmel iklimi, Avrupa’nın tüm büyük şehirlerinden kolay ulaşım imkânı ve tarihi önemiyle Rodos, Akdeniz’in önde gelen turizm merkezlerinden biridir. Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri olan Güneş Tanrısı Helios’un heykelinin bir zamanlar burada yer alması, adanın cazibesini artıran diğer unsurlardandır. Mavi yolculuk yapan guletlerin uğrak noktası olan ada, renkli gece hayatı, Yunan mutfağı ve Marmaris ile Bodrum’dan düzenlenen turlar kapsamında da sıklıkla ziyaret edilmektedir.

Simi Adası
Simi, Yunan adaları arasında en şirin ve rengârenk evleriyle dikkat çeken, oldukça bakımlı ve dağlık bir adadır. Anadolu’ya sadece 4 deniz mili mesafedeki Simi, Yunanistan’ın Türkiye’ye en yakın adalarından biridir. Ada, geçmişte gemi yapımı ve süngercilikle önemli bir refah dönemi yaşamış ve bu altın çağında nüfusu 25.000 kişiye kadar ulaşmıştır.
Simi, adını Antik Yunan mitolojisindeki su perisi “Nymph Syme”den almıştır. Tarih boyunca birçok farklı kültürün etkisinde kalan ada, 1373 yılında St. John Şövalyeleri’nin egemenliği altına girmiştir. Daha sonra, 1522 yılında Rodos’un Osmanlı tarafından fethedilmesiyle birlikte Osmanlı topraklarına katılmış ve yaklaşık 400 yıl bu yönetimde kalmıştır. 1912’de İtalyanların eline geçen ada, 1947 Paris Anlaşması ile Yunanistan’a bağlanmıştır. Günümüzde nüfusu yaklaşık 2.500 kişi olan Simi’nin en büyük geçim kaynağı turizmdir.
Simi, korunaklı koyları, birbirinden güzel plajları ve ünlü restoranlarıyla harikulade bir adadır. Özellikle mavi turlar ve tekne gezileri ile Türk turistlerin favori duraklarından biridir. Ada, sunduğu romantik atmosfer ve etkileyici manzaralarıyla hem yerli hem yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir.
Adanın en popüler bölgelerinden biri olan Panormitis Koyu, tarihi ve dini öneme sahiptir. Burada yer alan Moni Taksiharki Mikhail Kilisesi, baş melek Mikail’e ithaf edilmiş olup, Yunanlı denizcilerin hac ziyaretinde bulunduğu kutsal bir mekândır. Kilise, Ortodoks cemaati için uluslararası bir öneme sahiptir.
Simi’de ziyaret edilebilecek diğer önemli yerler arasında Gialos’taki tarihi Saat Kulesi, Mihalaki Heykeli, Agios Ioannis Kilisesi, Deniz Müzesi, Belediye Sarayı, Meçhul Asker Anıtı ve doğal güzellikleriyle ünlü Pedi Plajı bulunmaktadır.
Simi, geçmişten günümüze uzanan zengin tarihi mirası ve şahane doğasıyla keşfedilmeyi bekleyen, Yunan adalarının en gözde turizm destinasyonlarından biridir.
Kalimnos Adası
Kalimnos Adası, sünger avcılarıyla tanınan ve Yunanistan’ın en etkileyici doğal oluşumlarından biri olan Esperidon fiyorduna ev sahipliği yapan bir yerdir. Aynı zamanda kaya tırmanışı, dağcılık ve dalış turlarıyla dünyaca ünlü olan ada, ziyaretçilerine hem doğal hem de kültürel zenginlikler sunmaktadır.
Adada görülmeye değer birçok tarihi mekân bulunmaktadır. Bunlar arasında Sünger ve Denizcilik Müzesi, Arkeoloji Müzesi, görkemli Agios Savas Manastırı ve antik Dalios Apollo Tapınağı yer almaktadır. Ayrıca adanın merkezi olan Pothaia Limanı’nda yüzyıllardır süngercilikle geçimini sağlayan yerel halkın izlerini görebilir, geleneksel süngerlerden hediyelik eşya alabilirsiniz.
Kalimnos’un göz alıcı doğasını keşfetmek isteyenler için Vlyhadia, Massouri ve Myrties plajları mutlaka ziyaret edilmesi gereken noktalar arasında yer almaktadır. Bununla birlikte, Esperidon fiyordu gibi benzersiz doğal oluşumlar da görülebilir. Dalış tutkunları ise adanın karşısındaki Telendos Adası’nda, eskiden yarımada olan bu bölgenin deniz altında kalan antik batık şehrini keşfetme şansına sahiptir.
Kaya tırmanışı ve dağcılık açısından ise Kalimnos, Avrupa’nın en iyi tırmanış rotalarından bazılarına sahip olduğu için macera severlerin gözdesidir. Ada, 60’tan fazla tırmanış alanı ve 1,300’ün üzerinde işaretlenmiş güvenli rotasıyla uluslararası bir üne sahiptir.
Leros Adası
Leros, derin koyları, dağlık yapısı ve yemyeşil doğasıyla dikkat çeken bir Ege adasıdır. 110 km² büyüklüğündeki bu ada, özellikle Vathis Vadisi’ndeki zengin kaynak sularının beslediği verimli topraklarıyla ünlüdür. Burada turunçgiller, zeytin, üzüm ve incir gibi ürünler yetiştirilir, bu da adaya hem yeşil bir doku hem de tarımsal bir canlılık katar.
Adanın merkezi olan Platanos, ziyaretçilerine daracık sokaklar, çiçeklerle süslü bahçeler ve dik merdivenlerle dolu büyüleyici bir atmosfer sunmaktadır. Platanos’tan 300 basamak tırmanarak veya Panteli’den araçla ulaşabileceğiniz Leros Kalesi, adanın tarihini ve muhteşem manzaralarını keşfetmek isteyenler için eşsiz bir duraktır.
Adada ulaşım oldukça kolaydır; bisiklet veya motor kiralayarak ya da yürüyüş yaparak adanın her köşesini rahatlıkla gezebilirsiniz. Deniz ve güneşin tadını çıkarmak isteyenler için Alinda, Gourna, Pandeli ve Lakki gibi koylar, hem plajlarıyla hem de restoranlarıyla popüler seçenekler arasında yer almaktadır.
Leros, ayrıca mavi tur teknelerinin vazgeçilmez rotalarından biridir. Bodrum’dan feribotla sadece bir saatlik mesafede olması, adayı Türk turistler için cazip bir tatil destinasyonu haline getirmektedir.

Patmos Adası
Patmos, Ege Denizi’nde, 12 Adalar grubunun en kuzeyinde yer alan küçük bir volkanik adadır. Türkiye’nin Ege kıyısına yakın bir konumda bulunan ada, Samos Adası’nın güneyinde ve Bodrum’un kuzeyinde yer almaktadır.
Hristiyan dünyasında “Vahiy Adası” ya da “Ege’nin Kudüs’ü” olarak bilinen Patmos, önemli bir hac merkezi olarak kabul edilmektedir. İncil’in Vahiy bölümünde bahsedildiği üzere, Aziz Yuhanna (St. John), bu adada sürgündeyken bir mağarada Hz. İsa’nın kendisine göründüğüne inanılır. Bu nedenle, ada Hristiyanlık tarihinde özel bir yere sahiptir. Aziz Yuhanna’nın sürgün yeri olarak ün kazanan Patmos’ta, adanın Khora bölgesinde Aziz Yuhanna Manastırı bulunmaktadır.
Patmos, Avrupa’nın en önemli yedi ibadet yeri arasında sayılmakta ve COESIMA ağına dâhil edilmiştir. Hristiyan hacılar için popüler bir durak olan ada, dini önemi kadar tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle de dikkat çekmektedir.
Bodrum’dan hareket eden ve Kuzey Yunan Adaları rotasını tercih eden mavi tur yolcuları, bu özel adayı keşfetme fırsatı bulabilirler. Adanın ana limanı olan Skala’da alışveriş yapabilir, dar ve tarihi sokaklarında keyifli yürüyüş turlarına katılabilirler.
Lipsi Adası
Lipsi, kristal berraklığındaki mavi suları ve muhteşem plajlarıyla tanınan, tam anlamıyla bir balıkçı adasıdır. Adanın şehir merkezi, beyaz badanalı evlerin sıralandığı ve kafeler, tavernalar ile restoranlarla dolu canlı bir meydanı barındırır. Bu meydan, adanın doğal ve şirin limanının hemen yanı başında konumlanmıştır.
Tarihi zenginliklere de ev sahipliği yapan adada, 7. yüzyıldan kalma Catopanaghia Kilisesi ile 15. yüzyıla tarihlenen Panopanaghia Kilisesi, ziyaretçilerin mutlaka görmesi gereken önemli yapılar arasındadır. Ayrıca, el değmemiş doğasıyla dikkat çeken Platis Gialos, Kastadia, Kambos ve Monodendri plajları, Lipsi’nin keşfedilmeye değer sakin ve huzurlu yerlerdir.
Nisyros Adası
Nisiros Adası, 1422’de patlayan ve hala aktif olan yanardağa ev sahipliği yapmaktadır. Krater bölgesinde yeraltından çıkan gazların ve kaynayan yağmur sularının oluşturduğu eşsiz manzaraları vardır. Bu doğa harikasının hemen yakınında, kraterin kıyısına kurulmuş Nikia Köyü bulunmaktadır. Beyaz badanalı dar sokakları ve mozaiklerle süslenmiş meydanı, köyün karakteristik güzelliklerini oluşturmaktadır.
1970’lerde Amerika’ya göç eden Nisiroslular, adaya olan bağlılıklarını korumaya devam etmektedir. Yaz aylarında, özellikle Temmuz ve Ağustos’ta adaya gelen bu göçmenler, bölgeye hem canlılık hem de ekonomik katkı sağlamaktadır.
Adanın merkezine yaklaşık yarım saat mesafede yer alan Nikia kasabasında Volkanoloji Müzesi bulunmaktadır. Bu müze, interaktif haritalar ve ayrıntılı görseller eşliğinde Nisiros ve Santorini volkanlarının oluşum süreçlerini binlerce yıl öncesine uzanan bir yolculukla sunmaktadır.
Yaklaşık 1000 kişinin yaşadığı Nisiros’ta, nüfusun 600’ü adanın merkezi olan Mandraki’de yaşamaktadır. Mandraki’nin limanında bulunan tek caddede yürürken, yolun sonunda sizi asırlık ağaçların gölgesindeki kafe ve tavernaların sıralandığı meydan karşılar. Buradaki restoranlarda yalnızca deniz ürünleri ve balık değil, adanın ünlü tavşan ve keçi etinden yapılan yöresel yemekleri de tadabilirsiniz.
Adanın aktif yanardağı ve krateri, her gün Kos ve Rodos’tan düzenlenen turlarla ziyaret edilebilmektedir. Mandraki’den düzenli otobüs seferleriyle yaklaşık yarım saatte ulaşılan bu volkanik bölge, kısa bir yürüyüşle kraterin içine kadar inme imkânı sunmaktadır.