Halikarnas Balıkçısı Kimdir?
Gerçek adı Cevat Şakir Kabaağaçlı olan namı diğer Halikarnas Balıkçısı, Türk Edebiyatı’nın en büyük öykü, deneme ve roman yazarlarından biri. Aynı zamanda gazeteci, ressam, şair, rehber ve araştırmacı… Bizler bu kimliklerinin yanı sıra onu en çok Bodrum’daki sürgün yıllarını anlatan Mavi Sürgün kitabıyla tanıyıp benimsedik. Eserleri içerisinde en’ler listesine girebilecek birçok çalışma daha var elbette ama bu eser onun için de Türk Edebiyatı için de dönüm noktası olmuş bir eserdir. Dilerseniz şimdi biraz daha detaylıca hayatından bahsedelim;
Cevat Şakir Kabaağaçlı‘nın Hayatı?
Babası Mehmet Şakir Paşa annesi Sare İsmet Hanım olan Cevat Şakir Kabaağaçlı; 17 Nisan 1890 yılında, o dönem Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde yer alan Girit’te dünyaya geldi. Babası bir Osmanlı sefiri idi. Girit ve Atina’da Valilik konumlarında yer aldı. Amcası II. Abdülhamid döneminde sadrazamlık yapmış Ahmed Cevad Paşa‘dır. Dedesi ise askeri görevlerde hizmet etmiştir. Tam bir Osmanlı torunu olan Halikarnas Balıkçısı’na amcasının ismi verilmiştir. Çekirdek ailesinin en büyük çocuğudur, diğer kardeşleriyle birlikte sanata olan ilgisiyle daha gençlik yıllarında başlamıştır parıldamaya. Öyle ki bu sanata düşkünlük yeğenlerine kadar ulaşmış, kardeşi Hakkiye’nin kızı Füreya Koral, ilk Türk kadın seramikçi; kardeşi Fahrelnisa’nın çocukları Nejad Melih Devrim ressam, Şirin Devrim ise tiyatrocu olmuştur.
Çocukluk hayatının ilk yıllarını babasının elçilik görevini yerine getirdiği Atina’da geçiren Cevat Şakir’in Ege kıyılarına olan aşkı bu yıllarda başlamıştır. İlköğrenimi ise taşındıkları Büyükada’da, ortaokul ve liseyi ise dönemin en iyi okullarından biri olan Robert Koleji’nde okudu. İngilizce ’ye olan ilgisiyle yaşıtlarını geride bırakarak tercümeler yapmaya başladı. İlk tercümesi ise Robert’ten mezun olur olmaz, dönemin ünlü gazetelerinden İkdam Gazetesi’nde yer aldı. Lise yıllarından sonra soluğu İngiltere’nin en önemli üniversitelerinden olan Oxford’da alan Cevat Şakir, ailesinin de desteğiyle burada tarih öğrenimi gördü. 1913 yılında Orada tanıştığı bir İtalyan hanımefendi ile dünya evine girdi. Bu yapacağı 3 evlilikten ilkiydi.
İtalya’da kaldığı dönemde resim dersleri alan Cevat Şakir, evliliğini sonlandırarak İstanbul’a döndüğünde maddi açıdan sıkıntı çekmeye başladı. Zamanını hiç boş geçirmiyor, gazete ve dergilerde yazılar yayınlıyor. Dergi kapakları düzenliyor ve karikatür çalışmalarını sergiliyordu. Ailesinin de düştüğü maddi sıkıntı Cevat Şakir’in başına dertler açacaktı. Babası Mehmet Şakir Paşa, düştüğü sıkıntılar sebebiyle Afyon’daki Kabaağaçlı çiftliğine yerleşmişti. Ailesini ziyarete, çiftliğe giden Cevat Şakir’i ise tüm hayatını etkileyecek sıkıntılar bekliyordu. Maddi sıkıntılar sebebiyle babasıyla arasında çıkan tartışmalar sonunda babası aldığı kurşun yarası sonucu hayatını kaybetti. Çıkan kurşuna ait silahın Cevat Şakir’e ait olması ise onu katil şüphelisi yaptı. Yargılamalar sonucu 15 yıl kürek cezasına çarptırılan Cevat Şakir, cezasını yarısını çektikten sonra verem hastalığına tutulur. Verem rahatsızlığı sebebiyle mahkûmiyetinden azat edilir. Serbest bırakıldığı gibi hasretle andığı yazın yaşamına geri dönen Halikarnas Balıkçısı, muhtelif dergi ve gazetelerde karikatür çizer, çeviriler yapar, modern tezhipler yayınlar.
Halikarnas Balıkçısı İsmi Nereden Geliyor?
Dolu dolu geçen yılların ardından orta yaşlara gelen Cevat Şakir Bey, dur durak bilmeyen edebi hayatının ona getireceklerinin farkında değildir. Dönemin takip edilen yayınlarından biri olan ‘’Resimli Hafta’’ isimli dergide ‘’Hapishanede İdama Mahkûm Olanlar Bile Bile Asılmaya Nasıl Gider?’’ başlıklı nesir yazısında, asker kaçaklarının yargılanmadan kurşuna dizilmelerinden bahsetmiş ve sansasyona neden olmuştur. Yazı üzerine İstanbul İstiklal Mahkemesi tarafından yargılanan usta yazar, Bodrum’a sürgün cezası alır. İdam cezasından kıl payı kurtulan Cevat Şakir, 1,5 yıl boyunca Bodrum’da kalır. Bu süre onun Bodrum’a aşık olmasına yetecektir. Cezanın kalan süresi İstanbul’da geçirilecek olsa da Bodrum yılları Halikarnas Balıkçısı’nın hayatında unutulmayacak izler yaratır. İstanbul’daki sürgün süresi de bittikten sonra bu kez temelli olarak Bodrum’a yerleşir. Burada yaşarken yazılarında da kullanmak üzere kendine bir mahlas seçer. İşte o mahlas, usta yazarı öldükten yıllar sonra bile anacağımız ‘’Halikarnas Balıkçısı’’dır. Halikarnas, Bodrum Antik Çağdaki ismi iken balıkçı kelimesi ise o yıllarda merak saldığı balıkçılık serüveninden gelmektedir. İkinci ve üçüncü evliliğini de burada aşık olduğu ilçede yaptı. 5 çocuk babası oldu. Edebiyat dünyasına altın harflerle yazılan eserlerinin büyük çoğunluğunu da nefes aldığı Bodrum’da yazdı. Hatta öyle ki bir kitabında İstanbul’da geçirdiği sürgün yıllarını iç sıkıntısı, Bodrum’da geçirdiği yılları ise geç bulduğu huzur olarak tanımladı. Yıllar yıllar sonra Bodrum’da çocuklarının ortaöğretim hayatını tamamlayacağı bir okul bulunmadığından İzmir’e taşındılar. 1973 yılında ise vücuduna yayılan kemik kanseri teşhisiyle hayata veda etti. Hastalık döneminde de Bodrum hiç aklından çıkmadı. Vasiyeti de Bodrum’a gömülmekti. Bu sebeple Gümbet’teki Türbe Tepesi’ne gömüldü. Mezarı yakınında, küçük bir müze de yer alıyor. Ziyaret etmeyi düşünürseniz Halikarnas Balıkçısı Müzesi, her yıl birçok ziyaretçi ağırlıyor.
Edebi Eserleri?
Hayatı boyunca sanattan hiç kopmayan Edebiyat alanında gösterdiği zekâ pırıltılarıyla döneminin en önemli isimlerinden biri haline gelen Halikarnas Balıkçısı, yaşamının son yıllarına kadar edebiyatı hiç bırakmamış. En güzel eserlerini ise aşkla bağlı olduğu Bodrum’da yazmış… Bodrum’da mavi yolcuğun destekleyicilerinden olan usta yazar, yazı hayatına İkdam Gazetesi’ne yazdığı denemelerle başlamış. Yurtdışı kaynakların dilimize çevrilmesinde de büyük rol oynamıştır. Halikarnas Balıkçısı’nın imzası haline gelen yazma tekniğinin temelleri ise Bodrum yıllarında atılmış. O dönemde çok nadir bulunan deniz yaşamını, denizcileri inanılmaz bir duyarlılıkla ele almış. Türk Edebiyatı’nda hiç değinilmemiş noktaları su yüzüne çıkartmış ve kendine özgü bir yazım şekli geliştirmiştir. Denizcilerin yaşam öykülerine, gemi terimlerine ve denizlerde yaşanan dramatik olaylara da yer veren romanlar ve öykü kitapları ortaya çıkartmış. Denize olan bu sevdası ile de Mavi Yolculuk fikrini ortaya atan ilk edebiyatçı olmuştur. Çıktığı bu yolcuklar eserlerine de zemin hazırlamış, ta o yıllardan günümüze sevilen yazarlardan biri olmayı başarmıştır. Çocuk kitapları, çevirileri, denemeleri, romanları ve öyküleriyle edebiyatımızın dev mirasçısı haline gelmiştir.
İşte o Eserler;
Öykü Kitapları
· Ege Kıyılarından (1939)
· Merhaba Akdeniz (1947)
· Ege’nin Dibi (1952)
· Yaşasın Deniz (1954)
· Gülen Ada (1957)
· Ege’den (1972)
· Gençlik Denizlerinde (1973)
· Parmak Damgası (1986)
· Dalgıçlar (1991)
· Çiçeklerin Düğünü (1991)
· Ege’den Denize Bırakılmış Bir Çiçek
· Mavi Zamanlar
· Gülen Ada
Romanlar
· Aganta Burinata
· Ötelerin Çocukları (1956)
· Uluç Reis (1962)
· Turgut Reis (1966)
· Deniz Gurbetçileri (1969)
· Bulamaç
Otobiyografi Kitapları
· Mavi Sürgün (1961)
Deneme Kitapları
· Anadolu Efsaneleri (1954)
· Anadolu Tanrıları (1955)
· Anadolu’nun Sesi (1971)
· Hey Koca Yurt (1972)
· Merhaba Anadolu (1980)
· Düşün Yazıları (1981)
· Altıncı Kıta Akdeniz (1982)
· Sonsuzluk Sessiz Büyür (1983)
· Arşipel (1993)
Çocuk kitapları
· Yol Ver Deniz
· Denizin Çağrısı
· İmbat Serinliği
· Nasrettin Hoca
· Gündüzünü Kaybeden Kuş
· Deniz Gurbetçileri
· Define Adası
· Tünek Ahmet
İngilizce yazdığı kitaplar
· An Outline of the History of Turkey (Türkiye Tarihinin Bir Özeti) Turizm ve Tanıtma Bakanlığına vermiş, yayımlanmamış
· The Meditteranean Civilization (Akdeniz Uygarlığı) Dışişleri Bakanlığına vermiş, yayımlanmamış
· Ephesus (turistik kılavuz; Türkiye’de ilk)
· Halicarnassus (turistik kılavuz)
· Asia Minor
Çeviri
· Hortlak Rikşav – Rudyard Kipling (1939)
· Uykulu Kuytu Menkubesi– Washington Irving
Ölümünden sonra yazılmışlardır
· Mektuplarıyla Halikarnas Balıkçısı (1976) Azra Erhat
· Düşün Yazıları (1981) Hazırlayan: Azra Erhat